
Çocuk Danışmanlığı
Çocuklarda Kaygı
Çocuklarda Kaygı
Kaygı bozukluğu, günümüzde yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda görülen en yaygın problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Üzüntü, korku, panik, huzursuzluk, endişe kaygının duygusal bileşenleridir. Çocuklarda kaygı bozukluğu genellikle bedensel semptomlarla kendini gösterir (aşırı terleme, baş dönmesi, karın ağrısı, kas gerginliği, nefes almada güçlük, çarpıntı, bağırsak hareketlerinde düzensizlikler, kendini sıkma). Tırnak yeme, alt ıslatma-dışkı kaçırma, parmak emme, kompülsiyonlar, uyku bozukluğu ve nedensiz ağlama nöbetleri kaygının diğer davranışsal belirtileridir. Bunun yanı sıra çocuklar olumsuz inanç ve düşünceler de aktarırlar (ya bana bir şey olursa, annem babam hastalanırsa/ölürse, sınavdan düşük not alırsam, evimize hırsız girerse…). Kaygı verici düşünceler geçmiş, bugün veya gelecekle ilgili olabilir. Bedensel, duygusal, bilişsel ve davranışsal etkilerinden ötürü kaygı bozukluğunun tüm tipleri, çocukların işlevselliğini oldukça olumsuz etkilemekte ve tedavi edilmediği takdirde özellikle aile, arkadaş ve okul alanlarında olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Çocukluk Döneminde Gözlenen Kaygı Bozukluğu ile Çalışmak
Çocuklarda kaygı bozukluğu ile çalışırken Bilişsel Davranışçı yaklaşım, Oyun Terapisi gibi terapi türleri sıkça kullanılmaktadır. Bilişsel Davranışçı yaklaşımda çocuğun kaygısı bilişsel, duygusal ve davranışsal açıdan ele alınır. Çocuğun kaygı esnasında aklından geçen düşünceleri ve hissettiği duyguları tanıması ve anlamlandırması için ‘’Korku Avcısı’’, ‘’Başeden Kedi’’ gibi çalışmalar yürütülür. Ayrıca düşünce ve duygu bileşeninin davranışa nasıl dönüştüğü çocukla birlikte keşfedilerek bu davranışları azaltma yoluna gidilir. Günlük kayıt tutma veya çeşitli etkinlikleri içeren ev ödevleriyle tedavi desteklenir. Kaygının sürmesine etki eden davranışları ortadan kaldırmada ve ev ödevlerinin uygulanışında çocuğun yaşı ve belirtilerin şiddetine göre aile ve öğretmenle birlikte de çalışmalar yürütülebilir. BDT’nin hem kaygı belirtilerinin azaltılmasında hem de kaygı bozukluklarının tedavisinde etkili olduğu ve bu etkilerin kalıcı olduğu birçok araştırmada belirtilmektedir.
Oyun Terapisinde çocuk, kendini ifade etmesinin en doğal aracı olan oyun ile gerginlik, saldırganlık, güvensizlik, korku ve hayal kırıklığı gibi duyguları açığa çıkarır. Ayrıca duyguları tanır, onlarla yüzleşir, deneyimlemeyi ve denetlemeyi öğrenir ve onlardan uzaklaşır. Oyun odası bu olgunlaşma için işlevsel bir zemindir ve çocuğu gerçek dünyadaki benzer durumlar için hazırlar. İlerleyen görüşmelerle birlikte çocuğun kaygı düzeyindeki değişim davranışlarına yansır ve uyumsuz davranışlarda azalma görülür.